elekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından müstehcenlik içerdiği gerekçesiyle, içinde seks, adult, etek, fantezi, Adrianne, Haydar gibi kelimelerle cinsel organların argo anlamını içeren kelimeler içeren alan adlarına verilen servisin durdurulması istendi. Hosting firmalarına gönderilen bu taleplerde, 5651 sayılı kanun ve bağlı yönetmeliği dayanak olarak gösterildi ve uygulamaya karşı konulması halinde cezai yaptırımlar uygulanacağı hatırlatıldı. Türkiye’nin, Serhat Ayan’ın sitesinden öğrendiği bu gelişme, tabi ki bir çok kişi tarafından ağır eleştirildiği gibi, bazılarınca bu haberin doğru olup olmadığını tartışıldı. Tartışmakta da haksız değiller, nitekim bu tür saçma taleplerin olmayacağı, TİB adına birilerinin sahte mesajlar göndereceği ihtimali bile akıllara geldi.
Hemen söylememiz gerekir ki, gerçekten, TİB tarafından hosting firmalarına gönderilmiş böyle bir mesaj var. Mesajın içeriğinde de müstehcen olduğu düşünülen kelimeler üç gruba ayrılarak bunlara verilen hizmetlerin kontrol edilmesi ve verilen servisin durdurulması istenmiş.
Şimdi esas sorular, TİB’in böyle bir yasak kelime grubu icat edip hosting firmalarına böyle bir talep göndermeye hukuken hakkı olup olmadığı, ayrıca bu talebin uygulanması halinde sonuçların ne şekilde ortaya çıkacağıdır.
Birinci soruya cevap verirsek: TİB’in kanunda ve yönetmelikte belirlenmiş olan yetkileri bellidir. TİB’in görevleri, 5651 sayılı kanunun 10. Maddesinde sayılmıştır. Konuyla ilgili görevleri kısaca; internet ortamında yapılan ve bu Kanun kapsamına giren suçları oluşturan içeriğe sahip faaliyet ve yayınları önlemeye yönelik çalışmalar yapmak; İnternet ortamında yapılan yayınların içeriklerini izleyerek, bu Kanun kapsamına giren suçların işlendiğinin tespiti halinde, bu yayınlara erişimin engellenmesine yönelik olarak bu Kanunda öngörülen gerekli tedbirleri almaktır. Bu görevleri yürütürken de çeşitli bakanlıklar ve kurumlar ile de işbirliği yapacaktır.
Buraya kadar idari bir kurumun görevlerinden bahsediliyor. Ancak bu görevi nasıl yerine getireceği de 8. Maddenin 2. Fıkrasında anlatılmıştır. Bu maddede, “Erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir.” denilmektedir. Demek ki, idari bir kurumun erişim engelleme veya servis durdurmaya yönelik talepleri, bu maddeye göre yargı denetimine tabi tutulmuştur. Yani, TİB herhangi bir mahkeme kararı olmadan herhangi bir yasak liste yapma, servis durdurma, engelleme gibi bir tedbire kendiliğinden başvuramaz.
Ayrıca müstehcenlik denilen kavram oldukça görecelidir. Kime göre ve neye göre müstehcen olduğu hep tartışılmıştır. Müstehcenlik ölçüsünü TİB’de oturan uzman bilemez. Bu konu başka uzmanların ve mahkemelerin konusudur.
Gelelim, yer sağlayıcılara yani hosting firmalarına.. Aynı kanunun 5. Maddesinde, Yer sağlayıcıların, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığı; Yer sağlayıcının, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten aynı Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlü olduğu yazılıdır. Yani hosting firmaları 8. Ve 9. Maddede anlatılan mahkeme kararı ile bu tür içerikleri ancak mahkeme kararı uyarınca kaldırmak zorundadır. Aksi bir durumda, yani mahkeme kararı olmadan yapılan bir uyarı ile içerik kaldırma veya servis durdurma yoluna gittikleri takdirde, öncelikle bunun adı açıkça “sansür” olacaktır. Kaldı ki, müşterileri ile yaşayacakları hukuki uyuşmazlıklar da kendilerini ayrıca rahatsız edecektir.
Peki, TİB’in bu tür uygulamaları ne gibi sorunları beraberinde getirebilecek, biraz da ona bakalım.
TİB’in yasaklanmasını veya servis durdurulmasını istediği bir çok alan adı, Türkiye ülke sınırları içinde kayıt altındadır. Yani, ister forum sitesi olsun, ister video sitesi olsun, isterse de cinsel ürün satsın, hepsi burada yasal olarak hizmetlerini sağlamakta ve adres telefon bilgileriyle ulaşılabilir durumdadır. Adres ve telefon olmasa bile IP numarasıyla ulaşılabilir durumdadır. Kaldı ki, cinsel ürünler ithal etmek ve satmak ülkemizde suç değildir.
Hosting firmaları bir çok savcılık soruşturmasına ve mahkemelere delil sağlamaktadır. Bir vatandaş hakarete uğrarsa, kişilik hakları ihlal edilirse veya bir telif hakkı sahibinin fikri hakları ihlal edilirse, konu savcılık ve mahkemelere yansımaktadır. Savcılık ve mahkeme bir çok olayı ve faili, yurt içinde kayıtlı hosting firmaları sayesinde aydınlatabilmektedir. Eğer, yasaklanması istenen siteler yurt dışı hosting firmalarına kaçarlarsa, Türk mahkemeleri ve savcılıkları, dolayısıyla emniyet birimleri delillerden ve bir çok bilgiden yoksun kalacak, soruşturmalar ve davalar sekteye uğrayacaktır. Nitekim, yurt dışı hosting firmalarından bilgi talep etmek öyle çok da kolay bir şey değildir.
Hosting firmaları, büyük yatırım ve masraf isteyen kuruluşlardır. Onları bu tür yasaklarla, gelirlerinden ve projelerinden mahrum etmek çok da adil olmayacaktır. Bu kadar yatırım ve giderler belki de karşılanamayacak, hosting firmaları da yurtdışına çıkış yöntemleri arayacaktır. Bu da servis ve hizmetlerin daha fazla pahalı olmasına yol açtığı gibi, KDV ve gelir vergisi gibi büyük vergiler ödeyen Veri Merkezleri’nden elde edilen vergi gelirini azaltacaktır. Kaldı ki, artık bir çok Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler servis kalitesi sebebiyle Türk hosting firmalarını tercih etmişlerdir.
Makro ölçekte düşünürsek, bu tür siteler ve hosting firmaları yurt dışına çıkarlarsa, ülkemizden büyük bir döviz çıktısı da olacaktır.
Sonuçta, TİB’in bu uygulaması, çocukları korumaktan uzak, ilkel ve hukuka aykırı bir durumdur. Zaten, kimse çocukları zararlı içerikten korumayalım demiyor. TİB, bunun yerine içerik derecelendirmesi yapabilir, filtre programlarını özendirebilir, bu tür siteleri çocuklardan uzak tutabilecek modern ve akılcı tedbirler alabilir. Tanıdığımız ve bildiğimiz TİB uzmanları ve yöneticileri ile bire bir görüştüğümüzde, aslında hiç de yasak taraftarı olmadıklarını, devamlı yurtdışı kurumlarla işbirliği ve know how paylaşımı yaptıklarını, modern yöntemler konusunda oldukça bilgili olduklarını görebiliyoruz. Hatta bu uygulamanın sonuçlarının da ne olacağını kestirdiklerini iyi biliyoruz. Bu sebeple, TİB’den konu hakkında mantıklı bir açıklama bekliyoruz. “Yoksa bu uygulama, onları aşan bir yerin talebi üzerine mi yapılıyor?” diye düşünmeden edemiyoruz.
Dipnot: Türk Telekom, son zamanlarda hosting, veri merkezi ve internet kafe işlerine el atmaya, bu konuda büyük yatırımlara ve reklamlara başladı. Hatta internet kafe yönetmeliğini ne alakası varsa Türk Telekom hazırlıyor. Bu sektörde rekabet koşulları daha en baştan çiziliyor acaba denilebilir mi?