Ve çember şeklinde dizilmiş, yaşları 13 – 65 arasında değişen, öğrenci, iş adamı, ev kadını profilindeki insanlardan oluşan kalabalık cevap verdi: “Merhaabaaa Alev! Hoşgeldin!”
8 Nisan tarihinde Facebook bağımlılığı hakkında bir analojiye değinmiştim: Facebook sosyal sigara mı? Psikologlar bunun bazı hallerde bağımlılık olduğunu düşünüyorlar. Elbette aranızda “Ben sosyal kullanıcıyım, sadece içkiyle tüketiyorum” diyenler olabilir. Peki canavar bağımlılık, haylaz alışkanlıktan ne zaman ayrılır?
İşte karşınızda, fırından yeni çıkmış ve en trend psikolojik rahatsızlığımız: FAD (Facebook Addiction Disorder). FAD semptomları aşağıdaki gibi. Son 6-8 ayı dikkate aldığınızda, en az 2-3 madde sizin için de geçerliyse bu durumda siz de FAD’dan muzdarip olabilirsiniz. Okuyun ve bağımlı mısınız karar verin… Eğer evetse, bu bağımlılıktan kurtulmanın yolları için buraya tıklayın.
1. Tolerans: Facebook bağımlısının sitede geçirdiği süre kastediliyor. Facebook’a göre 500 milyondan fazla aktif kullanıcı var. Bütün Facebook kullanıcıları dikkate alındığında, sitede 1 ay boyunca geçirilen süre 700 milyar dakika! Diğer bir konu da, aynı sigara adedini artırmak gibi, geçirilen sürenin artması. Facebook’ta vakit geçimek “tatmin” olma hissi yaratıyorsa, kişi bu tatmin için daha fazla zaman geçirmeye başlıyor. Tipik bir bağımlılık kısır döngüsü. Bu bölüm için, sitede geçirdiğiniz süreyi (akıllı telefonlarınızı atlamayın!) hesap edin. Bir de şöyle bir not var: Sitede zaman geçiriyorken aynı anda pek çok Facebook sayfası açıyorsanız (3 ve üstü örneğin) ilk onay işaretinizi koyun.
2. Yoksunluk semptomu: Bu sendrom özellikle, yapılması gereken işler yüzünden Facebook’u kullanması yasaklanan ya da sayfasını o anlık kapatmak zorunda olan kişilerde görülüyor. Böyle bir durumda kişi kaygı (anksiyete), sıkıntı yaşıyor, Facebook hakkında konuşma ihtiyacı duyuyor. Acaba o arada kim(ler) ne(ler) yazdı diye merak ediyorsanız, evet bu madde de size uyuyor.
3. Normal hayattaki sosyal ve eğlence aktivitelerinizin azalması: Gün 24 saat, iş ortalama 9 saat, işe gidip gelirken kaybettiğimiz süre ortalama 1 sa, uyku 7 sa ise işte elimizde 7 saatlik hayatımız! Doya doya harcayın. Facebook bağımlıları bu 7 saatte bazı değişikliklere gidiyor: Sosyal hayatlarından ödün veriyor, arkadaşlarıyla buluşmaktansa Facebook’ta mesajlaşıyor. Kısaca şunu sorun: Son zamanlarda nerede sosyalleşiyorum? Facebook’ta mı, dışarda mı?
4. Sanal randevular: İnternet’te tanışmak değil kastedilen; daha çok sanal buluşmalar… Güvenlik sorunları ve ucuza mal etme kaygıları dışında, bir akşam yemeğinde ya da sinemada buluşup konuşmak yerine burada mesajlaşmaya devam ediyorlar.
5. Sahte arkadaşlar: Facebook’taki arkadaşlarınız ne kadar arkadaşınız? Ve hatta ne kadarıyla tanışıyorsunuz? Eğer hesabınızdaki arkadaş listenizin %80’ini yabancılar oluşturuyorsa, üzgünüz ama siz ciddi bir FAD vakasınız.
6. Komple bağımlılık: Bu insanlar yeni insanlarla tanışır tanışmaz önce isimlerini söylerler sonra da sizi Facebook’tan eklerler. Daha daha fecisi yeni tanıştıkları insanlara “Facebook’ta görüşürüz” diyerek veda ederler. Bu bağımlılık tipine giren insanlar ev hayvanlarına ayrı Facebook sayfaları açarlar, aldıkları herhangi bir post, mesaj, arkadaşlık isteği, aynı rulet masasında olduğu gibi onlarda büyük heyecanlar yaratır.
Bence son derece makul maddeler, ama bazılarını yapmakta haklı gerekçelerim var. Üstelik şunu belirtmeden de geçemeyeceğim Facebook bağımlılığı, başta sağlık endüstrisi için olmak üzere vaat edilmiş, bakir topraklar gibi. Evet aynı TV ve çikolatada olduğu gibi bir Facebook bağımlılığı da var ve hepimiz bunu hissediyoruz. Ama kendimizi herhangi bir hastalıkla yaftalayıp, paniklemeden önce, bu rahatsızlıktan beslenecek endüstrileri de biraz düşünmenizde yarar görüyorum. Belki de bu söylediklerim de bağımlılığın en temel maddesi “inkar” la örtüşüyordur, kim bilir?
Hamiş: Bu kadar bağımlılık bombardımanın ardından, nikotin bantları gibi, Facebook çıkartmalarıyla dolaşan, terapiye giden, “Yok benimki sadece el tiryakiliği, facebook.com yazmadan duramıyorum.” diyen insanları görürsek hiç şaşırmayalım.