SETI dünya-dışı bir uygarlıktan veya başka bir gezegenden gelen mesajların varlığının saptanması ve saptanması halinde incelenmesi amacıyla ön çalışmaları 1960’lı yıllarda ABD tarafından yapılan, daha sonra geliştirilerek 1971’de NASA tarafından başlatılan bir proje. Amacı, Dünya-dışı bir uygarlıktan veya uzak bir gezegenden gelen mesajların varlığını saptanması ve var olduklarının saptanması halinde bunların incelenmesi. (Kaynak: Vikipedi)
Yıldızlar arası yolculuklar yapan zeki uzaylılarla doğrudan temas ve karşılaşma, bilim-kurgu hikâyelerinde de kullanılan yaygın bir tema. Ancak bu yıldızlar arası yolculukların önündeki teorik engeller, bunun çok güç olduğunu öngörüyorlar. Bu tarz bir “ilk temas” için alternatif bir arayış, güneş sistemi dışı bir gezegenden gelen yıldızlar arası iletişim dalgalarını aramak için evrendeki radyo sinyallerini dinlemek. İşte SETI dev radyo teleskoplar aracılığıyla evrendeki hemen her cismin yaydığı radyo sinyallerini toplayıp analiz etmekteydi. Elbette bizim gibi uygarlıkların ürettiği yapay radyo sinyalleri, doğada bulunanlardan farklı olduğundan yola çıkarak bu tip bir yapay radyo sinyali aranıyordu. Radyo dalgaları ışık hızında hareket eder ve evrenin bilinen hız sınırı ışık hızı olduğundan, mevcut teknik olanaklarımız çerçevesinde bundan daha iyi bir yol bilmiyoruz.
ABD’de yayımlanan Oakland Tribune gazetesinin haberine göre, SETI, maddi kaynak yetersizliğinden, Jodie Foster’ın “Temas” filmindekiler gibi, ünlü çanaklarını kapatmak zorunda kaldı.
Mountain View enstitüsünden SETI Direktörü Jill Tartar, yaşam izi bulunabilecek yeni gezegenler keşfedildiği sırada mali sorunlardan ötürü faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldıklarını belirterek, “Bu büyük bir ironi. Bir sürü yeni gezegen keşfettiğimiz bir sırada, bunları dinleyecek kaynağı bulamadığımızdan çanakları çalıştıramıyoruz” dedi. Amerikalı bilimadamı, “Aslında herkes vergi beyanından fazladan 3 sent verse, antenleri yeniden yukarı çevirebiliriz” diye konuştu. SETI’nin web sitesinden de bu bilgiyi doğruladık.
30 yıldan fazladır evreni dinleyen SETI’i şu ana kadar dünya dışı akıllı yaşama ait bir ize rastlayamadı. Elbette 90.000 ışık yılı bir çapa sahip olan galaksimiz için bu süre çok kısa. Güneş’e en yakın yıldızı sistemi Alpha Centauri 5 ışık yılı uzaklıkta. Bu da 300 milyar yıldızdan oluşan Samanyolu galaksisinin büyüklüğü konusunda bir fikir verebilir.
İçerik Tablosu
WOW Sinyali
SETI bugüne kadar yalnızca bir kez dünya-dışı akıllı bir yaşama ait olabileceği düşünülen bir sinyal keşfetmişti. 15 Ağustos 1977′de sadece 72 saniye süren ve yapay radyo sinyallerinin özelliklerini barındıran “WOW sinyali” Ohio Üniversite’sinin Big Ear (büyük kulak) radyo teleskopu tarafından kayıt altına alınmıştır.
Dr. Jerry Ehman tarafından tesbit edilen sinyalin bilgisayar çıktısındaki radyo dalgasındaki yoğunluk değişimini gösteren ”6EQUJ5″ kodu, Ehman tarafından daire içine alınmış, şaşkınlığını gizleyemeyen bilimadamı dairenin yanına “WOW!” (Vay be!) notunu düşmüştü. O günden sonra söz konusu sinyal, “WOW sinyali” olarak anıldı. Tekrar elde edilemeyen sinyal için doğal kaynaklardan olabileceği yönünde teoriler üretilmişse de, bunların hiçbiri sinyalin yapay bir kaynaktan gelme ihtimalini ortadan kaldırmadı.
SETI’nin Önemi
Kanımca, bu bilim adına çok menfi bir gelişme. İnsan olmanın, yeryüzünde düşünebilen tek canlı olmanın getirdiği bir yalnızlık duygusu var. 300 milyar güneşten oluşan bir galakside yalnız olduğumuzu düşünmek ise kibirdir ve evreni hafife almaktır. Kozmik gecede bizim gibi meraklı canlıların ilgiyle yıldızlara baktığını düşünmek benim hoşuma gidiyor. Dünya-dışı zeka aramak sadece bilimin değil, zannımca insanlığın görevi. Bugün bu çaba büyük bir darbe aldı. Carl Sagan herhalde mezarında ters dönmüştür. Her gün silahlara, birbirimizi yok etmeye ne kadar para harcadığımızı bir hayal edin.
Yazar: Yunus HALİT
2 yorum
Neden durdurulduğunu belirtmemişsiniz ki.
Teşekkürler.