Yazdığınız yazıya tadını katan da dinlediğiniz müziktir bir anlamda. Hareketli dinleseniz, ortaya coşkulu kelimeler çıkabilir. Tam tersi de olur elbet. Fakat nasıl bir yazı yazacağınıza göre seçmek de istersiniz dinleyeceğiniz müziği. Hareketli, slow gibi sıradan seçenekler sunmuyor bize Bira.fm. Seçenekler gayet sıra dışı ve eğlenceli: Plajda, partide, sokakta, geçmişte. Evde seçeneğini ise ikiye ayırmış: Yalnız ve çift.
Uzun süredir Bira.fm dinleyip yazmak da şimdiye kısmetmiş. Yazarken yeni keşifler yapmak pek keyifli oluyor. Böyle radyoların tek dezavantajı şarkılar rastgele geldiği için anısı olan bir şarkı denk geldiğinde biraz duraksamanız. Onun dışında iyi geldiği kesin.
Bira.fm’i açtığınızda önce 18 yaşında büyük olup olmadığınız soruluyor size. Sonrasında karşınıza minik bir radyo çıkıyor. Frekanslar belli, istediğinizi ayarlarken eski bir radyo cızırtısı kulağınızı tırmalıyor, tam olması gerektiği gibi. Radyonun önünde yemini yiyen tavuklu saat de var, daha ne olsun. İlk günler çalan şarkıların isimleri yazmadığı için keşfettiğiniz bir şarkının kime ait olduğunu sonsuza kadar öğrenemiyordunuz. Artık çalan şarkılar sağ alt köşede beliriyor. Hatta şarkıyı beğenmediyseniz bir ileri bile alabiliyorsunuz.
Kendilerini tanımlamalarını istedim şöyle yazdılar: bira, birafm, sokak, sokakta, plaj, plajda, parti, partide, ev, evde, evde tek, evde çift, geçmiş, geçmişte, pop, rock, reggae, nostalji, hip hop, R’n B, R&B, mısır, cips, çerez, patlamış mısır, kuruyemiş, jazz, blues, retro, latin, caz, elektro, disco, club, akustik, acoustic, live music, live performance, performans, performance, 90s, 90′s, 80s, 80′s.
Anlayacağınız müziği ve eğlenceyi seven bir ekip. Dinlemek için de sadece yazı yazmanız gerekmiyor elbette. Çalışırken, okurken, evdeyken… İyi dinlemeler öyleyse.
2 yorum
Bir dönemin efsanevi radyosu.
Eskiden çok dinlerdik.